Siz hiç bebeğinin gelişimini ay ay takip eden ve ebeveynleri nelerin beklediğini araştıran bir baba gördünüz mü? Yada kızının 2 yaş sendromu ile başa çıkmak için arkadaşlarından pedagog önerisi alan bir baba gördünüz mü? Peki, çocuğu ve gelişimi ile ilgili blog yazan bir babaya rastladınız mı?
Son yıllarda, bu algının değişmeye başladığını ve babaların durduğu yerin bir parça daha yakınlaştığını düşünüyorum. Gözlemlerimde, eşine ve ailesine gerçek bir saygı duyan, onları çok seven, daha bilinçli, daha ilgili babalar, doğdukları günden itibaren çocuklarının hayatlarına daha fazla dahil olmak için büyük çaba sarf ediyorlar. Bebeğin bezinin değişmesinde, gazının çıkarılmasında çekinmeden iş bölümü yapıyorlar. Parka götürüyorlar, kitap okuyorlar, baş başa vakit geçiriyorlar ve bundan çok büyük bir zevk alıyorlar.
Yazının başındaki sorulara benim vereceğim yanıt “evet” olur.
Anneler ile karşılaştırılınca, babalar ve çocukları ile ilgili daha az yazı, anı, blog ve araştırma olduğunu fark ettim. Ancak henüz sayıca az da olsa ilgili, bilinçli ve bilgili babalar var ve çocuklarının hayatlarında aktif rol olmak için çaba sarf ediyorlar.
Bu noktada annelere, en az babalar kadar iş düşüyor. Anneler, aile içinde babalarla çocuklarının sorumluluklarını paylaşmalı, onlara çocuk bakımında güvenmeyi öğrenmeli ve anne-çocuk ilişkisini aile etkileşimi olarak genişletmek için babalara yer açmalılar.
Ben de kendi imkanlarımın el verdiğince babalara buradan destek vermeyi planlıyorum. “Babalar ve çocukları” adlı bir yazı dizisi ile babalara çocukları ile ilgili duygularını, anılarını, öykülerini paylaşması için yer açıyorum.
Umarım bu öyküler başka babalara ve annelere ilham verir.
Sevgiler…