anne bebek dostu, çalışan annenin yemek kitabı

Kıtır ekmekli harikalar

Şimdi size “kıtır ekmeğin” karmaşık tarifini vereceğim 🙂 demeyeceğim.

Uzun zamandır yapmadığım için ne kadar harika olduklarını unuttuğum kıtır ekmekleri, geçen gün arkadaşım Ayşe’de görünce, tekrar unutmayayım diye şuraya not bırakayım istedim.

Nasıl yapıldıklarını ve çorbalarda ne harika olduklarını tüm anneler bilir. Ayrıca salatalarda da harika olurlar. Ben bir kase yoğurdun üstünde de bayılıyorum kendilerine. Hatta bazen bir kase kıtırın eşlik ettiği içeceğimin keyfini sürüyorum. 2,5 yaşındaki oğlum da kıtır kıtır yemeye bayıldı.

Hazırlanışı:

Bol miktarda bayat ekmek. (Ekşi mayalı ve odun fırınında pişen ekmeklerden daha bir leziz oluyorlar, benden söylemesi) Küp küp doğrayarak tepsiye koyuyoruz.

Üzerine bolca zeytin yağı gezdirip, istediğimiz baharatlardan serpiyoruz. (Karabiber ilk tercihim ve biraz çiprika (çıprisa, sater otu, çuprika)

200 derece fırında 10-15 dakika vee afiyet olsun.

anne bebek dostu, çocuk gelişimi

anne olmak çok kolay

Aslında anne olmak çok kolay…

Başlangıcı hepimiz biliyoruz, ardından 38-40 hafta karnımızda taşıyoruz, sonra bir kaç saat doğum sancısı çekiyoruz veee anne oluyoruz. Belki sosyal hayatımız etkileniyor, belki uykularımız az ve düzensiz oluyor. Artık kendimizden çok düşündüğümüz biri daha oluyor hayatımızda. Ve bunların hiçbiri bize zor gelmiyor.

Zor olan, iki kişi yaşamaya zar zor ikna olduğumuz (bazen olmadığımız) evimize farklı ihtiyaçları, beklentileri ve farklı kişiliği olan yeni bireyleri kabul etmek ve evimizi gerçek anlamda onlarla paylaşmak. Tabiki hepimizin bir yaşam tarzı ve buna uygun ev düzeni var. Tabiki çocuklarımız da bu düzenin bir parçası. Ancak evimizin bu küçük bireylerinin ihtiyaç ve tarzlarına da saygı duymak zorundayız. Lavaboya uzanamıyorsa bir tabure koymak bizi de onu da çok rahatlatır. Çocuğumuza bir oda vermişsek, hoşumuza gitmese de kendi alanında, kendi düzenine saygı duymalıyız.

Zor olan, yorgun, üzgün veya öfkeli olduğumuzda, kendi duygularımızın farkına vararak, ailemize karşı sabırlı ve hoşgörülü olabilmek.

Zor olan, örnek olmak. Çocuklarımız için hep daha iyisini istiyoruz ve bunun için çabalıyoruz. Ve sonuç için hep endişeliyiz. Bunun için endişelenecek kadar ilgili bir anneyseniz merak etmeyin “en kötü bizim gibi olacaklar”. Bir ata sözümüz bile var armut dibine düşermiş. Çocuklar onlara ne söylediğimizle, ne aldığımızla, ne sağladığımızla değil bizim nasıl olduğumuz ve çocuklarımıza ne hissettirdiğimiz ile şekillenirler. Eğer sizin kitaplığınızda hiç kitabınız yoksa ve okumuyorsanız, çocuğunuza istediğiniz kadar kitap alın, istediğiniz kadar oku diye ısrar edin, büyük ihtimalle okuyan biri olmayacaktır.

Zor olan, kendi ihtiyaçlarımızın bile farkında olmadan, kendi ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadan başka birinin ihtiyaçlarının karşılanmasının sorumluluğunu taşımak.

Zor olan, insan olduğumuzu, hata yapabileceğimizi, mükemmel olmadığımızı ve mükemmel olmak zorunda olmadığımızı kabul etmek.

Zor olan, dinlemek. Karşımızdakinin ağzından çıkan sözlerinin arkasındakini dinlemek. Beden dili ne diyor? Ses tonu ne söylüyor? Gözleri neler hayal ediyor? Neler hissediyor, duygusu ne? Gerçekte neye ihtiyacı var?

Zor olan kendi hayatlarımızdan bir şeyler feda etmeden, küçücük yüreklere dokunabilmek. Fedakarlık yapmadan onlara koşulsuz sevgimizi verebilmek…